Kur'ancı hocalarla sünnetçi hocaların
ittifakı:
Kur'an'da namazın şekilsel olarak bir tanımı tarifi
öğretimi yoktur...
Sünnetci
hocalar şunu der: Sünnet (hadisler) olmasa namazı bile kılamazsınız. Hadisler
olmazsa dinin yüzde doksanı yok olur...
Kur'ancı
hocalar şunu der: ekım esSSLAH el takılı olduğu için "o namazı" kıl
demektir. O namaz İbrahim peygamberden beri bilinen namazdır. Kur'an o bilinen
namazı emrettiğinden öğretmemiştir. Zira din Hz Muhammed'le başlamaz. Namaz
eskiden beri var. Yahudi ve hristiyanlar bile kılıyor...
Sonuç iki
tarafta ittifak halinde: Kur'an'da namazın kılınışının öğretilmesi yoktur...
Ben namaz
konusunda bu iki gruptan birine uyacak olsa idim kadim geleneğe atıf yapanlara
değil hadis geleneğe atıf yapanlara uyardım. Yahudi ve hristiyanlardan namaz
kılmayı öğrenen peygamber yerine Kur'an'dan aldığı ilhamla namazı öğreten bir
peygambere uymayı yeğlerim. Eğer dinin uygulaması yahudi ve hristiyanlardan
öğrenilecek olsa idi zaten peygamberin gelmesi mantıksız olurdu. Ayrıca
peygamberimiz namazı yahudi ve htistiyanlardan öğrendiyse yine değişen birşey
olmaz biz neticede yine hadis gelenekten öğrenmek durumunda kalırız.
Zaten kimse
namazı Kur'an'dan öğrenmedi. Herkes annebabasından ve bu atalar geleneğine göre
kılınan şekli ayet ve hadislerle delillendirmeye çalışan namaz hocası
kitaplarından öğreniyor...
Eğer namaz diye
atalardan edindiğimiz bir uygulama şekli olmasa idi hiç kimse Kur'an'dan namaz
diye bir ibadet okuyamayacak salat kelimesinin hiçbir formuna namaz anlamı
verilmeyecekti...
16 Ekim 2019-Mustafa
Arıcan Ayas
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder