Gündüzün iki tarafında salatı ikame etmek
Gündüzün iki
tarafı demek öğle uykusu (kaylule) öncesi ve sonrası ayık olduğun günün iki
tarafı demek. Zülefen minelleyl gecenin uykuda olunmayan gündüze yakın
zamanları demek.
Araplar gündüz
öğle vakti sıcağında elbiselerini çıkarıp uyurlardı. Bunu Kur'an "öğle
sıcağında elbiselerinizi çıkardığınızda da kapınızı çalıp izin istesinler"
diyerek beyan etmektedir. Gündüzün iki tarafı demek gündüzün öğle uykusu
öncesindeki bölümü ve öğle uykusu sonrasındaki bölümü yani uykuda değil hayatta
olduğunuz gündüzün iki tarafı demektir.
Gündüzün iki
tarafında salatı ikam et demek gündüzün hayatta olduğunuz yâni uykuda
olmadığınız iki bölümünde Kur'an'ın yüklediği misyonu hakkıyla ifa et demektir.
Gecenin
zülüfleri ise güneşin batmasından gecenin kararmasına kadar olan aralık ve
güneşin ışımasından güneşin doğmasına kadar olan aralıktır.
Gece vakti
güneşin batmasından güneşin doğmasına kadar sürer. Güneşin batmasından gecenin
kararmasına kadar olan aralıkta ve güneşin ışımasından güneşin doğmasına kadar
olan aralıkta insan uyanık olur ki o vakitler gecenin zülefleridir. Yani Hud
114. Ayette gündüzün iki tarafı ve gecenin zülefleri nitelemesi yapılarak
uykuda değil hayatta olunan tüm zamanlar ifade edilmektedir ve hayatta olunan
her zamanda Allah'ın ayetlerinin yüklediği misyonu hakkıyla ifa etmeyi
emretmektedir.
Uykuda iken
insan hayatta olmadığından salatı ikame edemez yani sorumlu olamaz. Zira Kur'an
der ki Allah nefisleri bir öldüğünde alır bir de uyuduğunda.
Yani ayet
diyorki uyku dışındaki tüm zamanlarda Kur'an'ın aydınlığında ol.
Hud Suresi
112.Sen, emir
aldığın üzere dosdoğru ol. Beraberindeki Rabbe yönelmişler de dosdoğru
olsunlar. Sakın sınırları aşmayın. Elbet O, yaptıklarınızı görmektedir!
113.Sakın hak
tanımazlara meyletmeyin, yoksa ateş size de dokunur! Allah’tan başka
velileriniz olamaz. Sonra yardım göremezsiniz!
114.Gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın
zamanlarında yönelimi gereğince ifa eyle. Doğrusu gereğince yapılan ameller
kötülükleri giderir. Bu, öğüt alacaklar için bir hatırlatmadır.
115.Sabırlı ol. Elbet Allah gereğince davrananların
ecrini zayi etmez.
116.Sizden önceki ümmetlerden ilmi birikimi olanlar
yeryüzünde bozgunculuktan sakındırıcı olmalı değiller miydi? Nedense ancak
kurtardığımız bazılarıydı çöküntüye karşı uyarıcı olanlar. Hak tanımazlar
yüzleştikleri nimetlerin ardına düştüler ve suçta ısrarcı oldular.
117.Yoksa Rabbin, düzeltici olma yolunda gayretli olan
memleket halklarını zalimce helak edecek değildir.
18 Haziran 2020-Mustafa Arıcan Ayas
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder